hakkımızda                           irtibat           

  Anasayfa  

GÜNDEM

ABD Hedeflerİne UlaŞabİldİmİ ?

15. Mezhebi ve Kavmi ayrılıkların olması; Irak’ta bulunan şia, sünni gibi mezhebi gruplar, kürt, türkmen ve arap gibi etnik gruplar Saddam diktatörlüğü zamanında beraber nisbeten problemsiz  yaşıyorlardı. Şimdi serbest oldular, her birisinin istekleri var , her birisi kendi mazlumiyetini dile getiriyor ve hak talep ediyor. Irakt’a bu mesele çok çiddiye alınması gereken bir konudur.

Güçlü bir devlet  kurulmuş olsa dahi bu problemle karşı karşıya gelecektir. Irak’ı işgal eden ABD’nin bu sorunu çözebileceği asla düşünülemez, Irak’a yığdığı askerlerle bunların isteklerine asla olumlu cevap veremiyecektir. Zira Irak anayasası hazırlanırken çıkan sorun ve problemleri hep beraber gördük..

16. Irak halkının İran halkıyla ilişkisi; ABD, İranı zayıflatmak için çaba gösteriyor. Bu iki halk arasında güçlü bir bağ var. Çoğunluğu müslüman olan biz iki ülke halkı şisıyla sünnisiyle kardeş ülkeyiz. Bu iki ülke halkı aralarında fasıla olmasını istemiyorlar, sınır olmasını istemiyorlar, istedikleri zaman birbirlerine rahatlıkla gidip gelmek istiyorlar. Irak’ta gelişen olaylara rağmen halkımız Irak’a gitmek istiyor. Kerbela’da bombaların patlamasına rağmen halkımızdan binlercesi oraya gitti. Bu zor şartlarda bile irtibatlarını kesmiyorlar. Ayatullah Sistani fetva vermesine ve bizim sınırları kontrol etmemize rağmen yine de gitmeler engellenemiyor, bu aşk engellenemez. Aynı şekilde Irak halkı da Kum ve Meşhed aşıklarıdırlar. Herşeye rağmen İran’a geliyorlar. Bu iki ülkedeki müslüman halk; sünni ve şia medeni ve temelde birdirler. Şia ve Sünniler birbirlerine olan muhabbetleri ve güçlü bağları ABD’yi rahatsız ediyor, onlar Irak’ta üss kurarak bu iki halk arasına tefrika salmak istiyorlar ama görüyoruz ki, başarılı olamamıştır.

17. İran’ın bölgede güçlenmesi; İran’ın bölgede güçlenmesinin sebebi Amerika’nın, Afganistan ve Irak’ta itibar kaybetmesindendir. Biz birşey yapmiş değiliz ama ABD’nin de yenilmez bir güç olmadığı ortaya çıktı. Onlar şimdi büyük hedefleri için bölgeye geldiler, İran macera peşinde değildir, biz Amerika ile savaşma düşüncesinde değiliz, müdahale niyyetinde de değiliz. Ama biz, Afganistan’a yardım ettik, Irak’a yardım ettik ve etmekteyiz. Güvenlik ve diğer alanlarda Irak halkına yardımda bulunuyoruz. İran’ın bölgede güçlenmesi ABD’ye bir darbedir ve bizim de Amerika ile bir hesabımız var zamanı gelince onu da halledeceğiz.

18. Irak halkına hizmet ve halkın zaruri ihtiyaçlarını temin etmek; ABD’nin en büyük sorunlarından biri halka hizmet sunamamasıdır. ABD, Irak’a hakim olduğunu söylüyor, bu ne biçim hakim olmak, halka hiç bir hizmet götüremiyorsunuz. Halkın su, elektirik, sağlık, ilaç gibi zaruri ihtiyaçlarını temin etmedikleri gibi bu alanlarda hiç bir çabaları da yok. Bilakis tam tersine; Felluca da gördünüz Amerika halkı bombalıyor, hastaları hastahanelerden boşaltıp halkın elinden alıyor. Halka gelen yardım konvoylarını vuruyor, insanlara yardım ulaşmasın diye. Halka yardım ulaşmasını istemiyorlar, halkın ihtiyaçlarını düşünmüyorlar.

İşgal güçleri Necefe girdiler, Şehid Sadr hastahanesini aldılar, bahaneleri de şuydu, bu hastahane işgal güçlerinin karargahının karşısında yer alıyor, emniyeti sağlayamazlarmış, dolayısıyla hastaları dışar attılar. Görülüyor ki, bunlar halkı düşünmüyorlar. Eğer sınırlar açık olmasa ve Irak halkının ihtiyaçları onlara ulaşmasaydı ve halk hurma ve toprak masulleri gibi ürünlerden yararlanmamış olsalardı şimdi çoktan Irak’ta kıtlık başlamıştı. Aynı şekilde tehlikeli hastalıklar Irak halkını tehdit ediyor.

19. Saddam zamnında yok edilen Irak’ın altyapısı; ülkenin alt yapısı Saddam’ın sayesinde yok olmuş durumdadır. Yirmi yıl önce başlatılan projeler yarım kaldığı gibi ülkenin durumu daha da kötüleşti; elektrik santralları, su kaynakları, gaz ve diğer enerji kaynakları ile ilgili projeler ya yarım kaldı ya da tamamen yok edildi. Amerika bu sorunlarla da karşı karşıyadır. Böyle bir ülkenin alt yapısını düzeltmek öyle bir kaç günde, bir kaç ayda yapılacak işler değildir. Halk da uzun yıllar bekleyecek değildir. Bu kaynakların kullanılıp ülkenın alt yapısı bir an önce halledilmelidir.

20. Saddam’ın bıraktığı borçlar; Saddam’ın bıraktığı boçların miktarının 120 milyar dolar olduğundan bahs ediliyor. Halbuki borç miktarı bu rakamdan çok daha fazladır. Savaş tazminatı olarak sadece İran’a 100 milyar dolar borçu var. Diğer borçları da hesap ettiğinizde söylenenden çok daha fazladır. Şimdi ABD bu yükün altından nasıl kalkacak, bu sorunu nasıl halledecek.

21. Emniyetin sağlanamaması; Irak’ın en büyük problemidir, anlatmaya gerek yok , bu sorunu nasıl çözecekeler.

22- Irak’daki aşiretler; Amerikalılar, Irak halkının aşiret kimliğine sahip olmasını kendileri için avantaj olarak görüyorlardı. Eski sömürü sisteminde olduğu gibi kabile ve aşiret reislerini satın alarak halkı kendi taraflarına çekip kontrol edebileceklerini düşünüyorlardı. Ama işgalden sonra gördüler ki, pek de öğle düşündükleri gibi değilmiş; şialar tamamen müçtehidlerin emrinde ve sünniler de onların işgaline tamamen karşılar. Şimdi ABD’nin nüfüz edemediği bu aşiret ve kabileler işgalciler için büyük bir sorun olmuştur.

23. Komşu Arap ülkelerinin endişesi; Komşu Arap ülkelerinin hepsi Irak’ın geleceğinden endişeliler.

24. Türkiye’nin itirazı; Türkiye, ABD’nin Kuzey Irak’taki Kürt politikasını benimsemediği gibi çok da kızgınlar. ABD’nin Türkiye’ye çok ihtiyacı var. Şimdi Amerika hem kürtleri hem de Türkiye’yi razı etmek zorunda. Bu merhemi (ilacı )olmayan bir yara gibi duruyor.

25. Petrol politikası; ABD, Irak petrollerini ele geçirerek dünyada petrol fiyatalarını indirme düşüncesindeydi ama geldikleri ilk günde her varil 10-15 dolar pahalandı. Sonunun ne olacağı da belli değildir. Amerika hedefine ulaşamadığı gibi büyük borç altına girdi. Kendi halkına fazla ve ucuz petrol vereceği vaadinde bulunmuştu.

26. Bu işgalin mali yükü; bu işgalin ABD’ye mali yükü şimdiye kadar 100 milyar dolara ulaşmış durumda ve haftalık 1 milyar dolar masraf ediyorlar. Amerika bütçesine getirdiği yük, tarihinde görülmemiş bir seviyeye çıkarmiştır. İşgal uzun sürecek olursa Amerika ekomomisini büyük tehlikeye sokacaktır.

27. İnsani kayıp yönü; Amerika işgalin başlangıcından beri hergün ya yaralı taşıyor ya da ölü,  Amerika’da hergün ölü ve yaralı haberinin duyulması daha da ürkütücü. Amerikalılar diyorlar ki, biz üç yıllık Viyetnam savaşında verdiğimiz kayıp kadar bir yıllık Irak savaşında verdik. Viyetnam savaşı Amerika tarihinde dehşet verici bir konuma sahiptir. Şimdi Irak’ta aynısı yaşandığından doğal olarak halk buna tepki gösteriyor.

28. Amerika’nın aldatıcı heybetinin ortaya çıkması; ABD dünyada büyük bir güç, bileği bükülmez bir kuvvet olarak görülüyordu, Afganistanı işgaliyle itibarının yarısını kaybetti, şimdi Irak işgaliyle de diğer yarısını kaybediyor. Demek ki, bir halk bu yenilmez denilen bu devi alt edebiliyormuş.

29- Amerikanın hedef ve yaptıklarının çelişkili oluşu; Amerika hem iddia ediyor ki, biz Irak’a demokrasi getirme peşindeyiz, Irakta diktatörlüğün gelmesine izin vermeyeceğiz. Öteyandan namertler hergün katliam yapıyorlar; F-16 uçakları ve helikopterleriyle bombalıyorlar, tanklarıyla vuruyorlar, hastahaneleri gasb ediyorlar, hastaların hastahanelere gitmesine müsaade etmiyorlar. Her türlü cinayeti işliyorlar ve bütün bunlara rağmen diyorlar ki, biz Irak’ı hürriyetine kavuşturmaya geldik. Son gelişmelere bakın, ABD bütün dünyaya bağırıyor basın özgürlüğü olmalı ve basın susturulmamalı oysa “El- Havze” adlı dergide kendilerini eleştiren bir yazının çıkmasıyla dergiyi kapattılar ve bu olaylar patlak verdi. Bu gibi çelişkiler her alandaki söylem ve eylemlerinde görülmektedir.

Irak’ta seçim yapılsa halk kesinlikle ABD karşıtlarını seçip kendileri başa geçecekler ama Amerika şimdiden kendi atadığı bir hükümeti hakim kılmaya çalışıyor bu nasıl bir demokrasi anlayışıdır.

30. ABD ile işgale katılan ülkeler sorunu; görüyorsunuz, otuzdan fazla ülke Amerika’nın yanında görünmek için her birisi 500-1000 askerle Irak’a gelip işgale katıldılar. Şimdi ise Devlet bakanları kendi ülkelerinde baskı altındalar, ülkelerindeki seçimlerde hepsi rakiplerine mağlup olacaklardır. Daha birkaç gün önce bazıları dediler ki, biz askerlerimizi gönderiyoruz ama orda kalmayacağız geri döneceğiz. İspanya, İtalya, Japonya gibi ülkeler şu anda içteki sorunlarla meşgul olmuşlardır. ABD ile beraber işgale devam ettikleri müddetce dünyada ve siyaset meydanında kaybetmeye devam edeceklerdir.

31. Amerika’nın kendi içindeki siyasi sorunu; şu anda Bush’un rakipleri Bush’u ihanetle suçluyorlar hatta bazıları Bush’un savaş suçlusu olarak muhakeme edilmesi gerektiğini söylüyorlar. Yeşiller partisindeki rakibi, “Bush, Amerika’yı izinsiz savaşa sokup bu kadar zarar ve ziyana sebebiyet verdiği ve dünyadaki itibarımızı zedelediği için suçludur”, diyor. Bush, Birleşmiş Milletlerin karar vermesi gereken bir konuda kendi başına hareket edip savaşa girdiği için Birleşmiş Milletlerin de itibarini yok etmiştir.

32- Dünya müslümanlarının ABD ye nefreti; güngeçtikçe dünyadaki müslümanların nefreti çoğalmaktadır. Bir milyardan fazla müslümanın yüzde 70-80’ni bugün Amerika’dan nefret ediyor, bu da Amerikayı korkutmaktadır. Afganistan, Irak ve Filistin’de yapılan katliam ve zulümlerin hepsinin ABD tarafından yapıldığını biliyorlar.

Arz etmiş olduğum bu sorunlardan dolayı ABD ve müttefikleri belirlemiş oldukları hedeflere ulaşamamışlardır ve ulaşamayacaklar.

Şimdi Amerika şaşkınlıktan ne yapacağını bilmiyor. Irak’tan çekilsin mi yoksa kalsın mı? Kalsa hergün yaralı ve ölü verecek ve milyarlar dolar harcayacak ve güngeçtikce itibarı daha da yok olacak. Bir gün kaçacak, çünkü Irak’ta kalmanın sonunun ne olacağı belli değildir. Eğer Irak’tan çekilse gerekçe olarak ne sunacak ve Irak’ta iç savaş çıksa, veya Irak bölünse Irak halkına ve dünya kamuoyuna ne cevap verecek. ABD için çok kötü bir dosya oluşacak.

Şimdi bütün bu söylediklerimden şu neticeye varmak istiyorum;

a) Herkesi tehdit eden bir durum ve

b) ortaya çıkan bir fırsat var.

Tehdit eden durum şu; bu yaralı canavar (ABD) sahip olduğu imkanlarla almış olduğu yara ve kızgınlığının neticesinde kendisine ve herkese büyük zararlar verebilir. Bu kendisine ve diğerlerine pahalıya mal olabilir.

Ama fırsatta şu ki; ABD’ye bir ders verilmeli ki, Amerika ve diğer emperyalistler bir daha bir ülkeyi sömürmeye yeltenmesinler. Ordularıyla başka bir ülkeyi işgal etmeye kalkışmasınlar, ayaklarını denk alsınlar.

Eğer Irak meselesi barışcıl ve adil bir şekilde halledilirse, Amerika rezil olup yenilgiyi kabullenecek ve dünya kısa bir müddet de olsa Amerika’nın şerrinden kurtulmuş olacaktır.

Eğer Amerika arz ettiğim hedeflere ulaşırsa dünyayı cehenneme çevirecektir. En fazla bizim bulunduğumuz bu bölge etkilenecektir. Bunun için müslümanlar, Irak uleması, Irak’ın siyasi kişileri ve bizler beraber hareket etmemiz gerekiyor. Ve Amerika’ya tavsiyede bulunalım doğru hareket etsin, maceradan vazgeçsin. Irak halkına, bölgeye ve Amerika halkına daha fazla zarar verilmesin.

Vesselamunaleykum.

Haşimi Rafsancani

Farsça’dan tercüme: İQRAA

info@iqraa.de                            

1 / 2

 

Geri dön

 

   
  Gündem    

 

“Şüphe yok ki Musa' ya Tevrat'ı verdik, ardından birtakım peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya apaçık deliller verip onu Ruh-ul Kudüs'le kuvvetlendirdik. Nefsinizin hoşlanmadığı bir emirle peygamber geldi mi demek ululanmak isteyeceksiniz, kiminiz onları yalanlayacak, kiminiz öldürecek ha....”

Bakara / 87

  Siyaset    
  Bilim    
  Yazı Dizisi    
  Kültür - Sanat    
  Soru - Cevap    

 

MUHARREM ÖZEL

 

   
 
     

 

 

"Şia ve Sünniler birbirlerine olan muhabbetleri ve güçlü bağları ABD’yi rahatsız ediyor, onlar Irak’ta üss kurarak bu iki halk arasına tefrika salmak istiyorlar ama görüyoruz ki, başarılı olamamışlardır."