hakkımızda                           irtibat           

  Anasayfa  

GÜNDEM

Şehİt Ayetullah Seyyİd Muhammed Bakır Sadr’ın İlmİ ve Sİyasİ Mücadelesİ II / Sahife 2

Bu kızıl ve cesaret örneği fetvanın ardından, Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr ve Baas Partisi arasında amansız bir savaş başlamış oldu. Çünkü Saddam ve Baas Partisi, Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr’ın tek düşüncesinin Baas Partisi düzenini yıkmak olduğunu ve bunun dışında bir şeye razı olmayacağını anlamışlardı.

Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr, Baas düzeninin nifak ve iki yüzlülüğüne karşı da savaş açmış ve Baas Partisinin bazı kimseleri kullanarak ve inhirafi konuları gündeme taşıyarak din taraftarı olduğu ve dini inançlara saygılı olduğu imajı vermesine ve böylece de halkı kandırmasına engel olmuştu. Bunu şöyle örneklendirmek mümkün: Baas Partisi, kendi yandaşlarını camiilere cemaat imamı olarak atama kararı almış ve Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr buna engel olmak amacıyla şöyle bir fetva vermişti:

 “Bismillahirrahmanirrahim

Böylece Iraklı Müslümanlara duyurulur:

Taklit merciileri tarafından görevlendirilmeyen cemaat imamlarının namazlarına katılmak mukaddes İslam dini açısından haramdır.”

                            Seyyid Muhammed Bakır Sadr

 Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr’ın batı sömürüsüne ve İslam ülkelerindeki (özellikle de Irak’taki) yerli uşaklarına karşı verdiği mücadele, hatta ana hatlarıyla bile bu makaleye sığdırılamaz. Bu bağlamda sadece iki konuya temas edeceğiz:

1-Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr’ın mücadelesi gerçek anlamıyla örnek bir adımdı. Bir yandan siyasi, düşünsel akımlarla, sapkın ve sömürü kültürüyle mücadele ederken, diğer yandan da asil İslami hareket ve akımlarla teşrik-i mesaide bulunuyor ve var gücüyle bu akımlara destek sağlıyordu. Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr’ın mücadelesinin bu boyutunu İran İslam İnkılabı ve önderliğinde rahatlıkla görmekteyiz. Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr, İslam devrimi için verilen mücadelenin doruk noktasına ulaştığı 1357 yılında İmam Humeyni’ye (r.a) yazdığı mektupta, İslam devrimi uğrunda her türlü yardım ve fedakarlığa hazır olduğunu duyurmuştu. Müslüman İran halkına ve özellikle de İran’da yaşayan öğrencilerine ve dostlarına yazmış olduğu bir diğer mektubunda ise İran İslam İnkılabı’nın zaferle sonuçlanması ve Müslümanların izzeti için hiçbir fedakarlıktan kaçınmamalarını ve İmam Humeyni’ye (r.a), İmam Humeyni’nin (r.a) İslam’da eridiği gibi erircesine itaat etmelerini istemiştir.

Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr, İslam İnkılabı şehitleri hakkındaki tarihi fetvasında ise şöyle demiştir:

“Bismillahirrahmanirrahim

Islam ve Müslümanları savunmak amacıyla İran’da kıyam eden ve öldürülen insanlar şehittirler ve yüce Allah, bu insanları İmam Hüseyin (a.s) ile cennette haşredecektir. İnşaallah.”

                                       Seyyid Muhammed Bakır Sadr

Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr şehit olduğu son ana kadar İran İslam İnkılabı’nı destekledi ve savundu. Saddam ve Baas Partisinin ileri gelenleri, defalarca Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr’a mesaj yollayarak özgürlüğüne kavuşabilmesinin ve ölümden kurtulabilmesinin tek şartının İmam Humeyni’yi (r.a) ve İran İslam İnkılabı’nı savunmaması olduğunu bildirmişlerdi. Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr ise bu mesajlara itina bile etmeyerek  şehadete hazırlanmıştı.

2- Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr, mücadele sürecinde, kendi türünde eşine az rastlanır birçok acılara ve işkencelere maruz kaldı; ancak bir an olsun düşmanla uzlaşma yolunu düşünmedi ve mücadelesinden hız kesmedi. Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr, bedeninden ayrılan son kan damlasına ve boğazından çıkan son nefesine kadar  amansız mücadelesini, olanca cesaret ve yiğitlikle sürdürdü.

Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr, ilk olarak 1392 h. kameri yılında (İran İslam İnkılabının zaferinden bir kaç yıl önce) Baas düzeni tarafından tutuklandı. Hastanede yattığı günlerde Baasçılar tarafından tutuklanmış ve Müslüman Irak halkının baskıları sonucu serbest bırakılmıştı.

Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr’ın şehadetiyle sonuçlanan son tutuklanışı ise 19 Cemaziyel evvel 1400 h. kameri yılında gerçekleşti. Bu olay şöyle gelişmişti: Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr, 1399 yılının Cemaziyel evvel ayında Saddam düzenine karşı mücadelesine yeni ivme boyutlar kazandırdı. Siyasi mücadeleyi yürütmekle birlikte “Kur’an tefsiri” derslerini başlattı ve bu çatı altında Irak halkını aydınlatmaya başladı. Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr’ın tefsir dersleri, dini öğretilerden ve bu öğretilerin güncel yorumlarından (özellikle de İran İslam İnkılabı... bağlantılı) haberdar olmak isteyen alimler, din öğrencileri ve halk tabakası arasında büyük bir ilgiyle karşılandı. Halkın gösterdiği bu ilgiden dehşete düşen Saddam rejimi, bu dersleri yasaklayarak Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr’ı tutukladı ve hapsettirdi.

Tutukluluk döneminde Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr’dan, İran İslam İnkılabını ve kıyamın önderini savunmaması istenmiş ve Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr’ın verdiği cevap ise şöyle olmuştu: “Ben Müslümanım; Irak ve İran Müslümanları da dahil olmak üzere bütün dünya Müslümanlarının kaderi hakkında sorumluyum ve sorumluluğumun gereğini de yerine getirmek zorundayım. Dini mükellefiyet ise İran ve Irak’la sınırlı değildir. İran İslam İnkılabını ve önderini savunmak da şer’i vazifemin bir parçasıdır.”

Saddam rejimi memurları, Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr’a  defalarca bu tür tekliflerde bulunmuş ve her defasında da red cevabı almışlardır. Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr’ın tutuklu olduğu hapishane duvarlarının dışında ise mezhebi şehirlerin halkları, Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr’a destek amaçlı kıyama girişmişti. İnsanlar her köşe bucakta bir araya gelerek Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr lehinde sloganlar atıyor ve mitingler düzenliyordu.  Halkın desteği karşısında şaşkına dönen ve dehşete düşen Saddam rejimi, O’nu serbest bırakmak zorunda kalmıştı. Ancak bu serbestlik de uzun sürmemiş ve 1399 h. kameri yılının Receb ayının 18. günü evi emniyet güçlerince muhasara edilmiş ve bu kuşatma dokuz ay boyunca devam etmişti. Irak Baas rejimi, bu dokuz aylık muhasara döneminde, Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr’ı tehdit ederek ve vaatlerde bulunarak uzlaşmaya çağırmış ve her defasında da red cevabı almıştı: “Ben uzun zamandır şehadete hazırlanmış ve kucak açmışım... Gayr-i insani ve din karşıtı isteklerinize asla olumlu cevap vermeyeceğim. Benim yolum, seçtiğimden başkası olmayacaktır... Beni ölümle tehdit etmeye kalkışmayın ve Saddam’a da deyin ki ‘Onun gibi tağutların gücü karşısında yılmayacak ve teslim olmayacağım. Ben bugün İslam devletinin kurulması yönündeki arzularıma ulaşmış bulunuyorum. Çünkü İmam Humeyni (r.a) böyle bir devleti kurmuştur. Bunun ötesinde bir arzu taşımamaktayım. Bundan sonra ölmek veya yaşamak benim açımdan aynı şeylerdir...”

Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr, bu ve benzeri cevaplarla Irak Baas düzeni yöneticilerini tam anlamıyla pişman ediyor ve küçük düşürüyordu. Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr, evinin emniyet güçlerince kuşatılması ve bu muhasaranın dokuz aylık süresi döneminde bile mücadele ve direnişinden taviz vermedi ve 1400 h. kameri yılının Cemaziyel evvel ayının 19. günü tekrar tutuklanarak hapse götürüldü ve dört gün sonra da (1400 h.k Cemaziyel evvel 23) vahşi bir şekilde şehit edildi.

Ayetullah Seyyid Muhammed Bakır Sadr’ın şehit edilmesiyle, Sadr ailesinin mücadelesine yeni bir fasıl daha eklendi.

İQRAA- Araştırma 28.11.2004

Geri dön

   
  Gündem    

 

„SADR“ Aİlesİnİn Batı Emperyalİzmİne Karşı Mücadelesİ i  12.09.2004

120 yıl önce İran’da tarihi bir kıyam başlayacak, islam ülkelerini sömüren emperyalistlere karşı bir ders verilecekti. Tarihe bu kıyam “Tembaku Kıyamı” diye geçecekti. Ayetullah Seyyid Muhammed Hasan Şirazi liderliğinde başlayan bu kıyam, zamanın müctehid ve fakihleri konumunda olan Ayetullahların desteği ile zafere ulaşmış.

 

  Siyaset    
  Bilim    
  Yazı Dizisi    
  Kültür - Sanat    
  Soru - Cevap    

 

MUHARREM ÖZEL